30 yaşındayken her şeyi bırakıp, sıfırdan yepyeni bir hayata başlayan bir mücadele adamı... Yunus Emre'den, Fuzuli’den, Yahya Kemal Beyatlı’dan miras Türk şiirine ve Türkçeye boyut atlatan bir edebiyat çilekeşi Necip Fazıl Kısakürek...
Çemberlitaş’ta ki muhteşem bir konağın, kristal avizelerle, el dokuması İran halılarıyla ve İtalyan mobilyalarla döşenmiş süslü odası, Rus hizmetçiler tarafından sallanan altın eşiğinin içinde ağlayan küçük bir bebek... Ahmet Necip Fazıl Kısakürek 1904 tarihinde perşembenin cumaya bağlandığı horozların ötüşünün duyulduğu bir İstanbul gününde ilk kez dünyayı selamladı. İstanbul’un en güçlü adamlarından olan dedesi Mehmet Hilmi Efendi'nin konağında adeta küçük bir kral gibi büyütülen Fazıl, konağın karanlık kilerinde hayalet avcılığı yapıyor, dedesinin aldığı otomobilin lastiklerini patlatıyordu. Ancak 12 yaşındayken en yakın arkadaşım dediği dedesi Hilmi Efendi vefat etti. Cenazesinde ilk kez gözyaşı döken Fazıl Bisikletiyle yemyeşil çayırlara inip, uzun uzun denize bakıyordu.
http://facebook.com/trtokul
http://twitter.com/trtokul
http://www.trtokul.com.tr