Günümüzde işkence insanlık suçu olarak kabul ediliyor. Ancak geçmişte maalesef suçluları cezalandırma yöntemlerinden biriydi. Üstelik mahkumların daha çok acı çekmesi için korkunç teknikler geliştirilmişti. Bu videoda insanın kanını donduran işkence tekniklerini araştırdık. Bu video kesinlikle yaşı küçük izleyicilerimiz için uygun değil.
Videomuzdaki ilk korkunç işkence tekniği kayıklar. Bu yöntemle cezalandırılan kişi, üst üste kapatılmış iki kayığın içine hapsedilirdi. Daha sonra kurbana sürekli süt ve bal yedirilerek ishal olması sağlanırdı. Ayrıca vücudu balla kaplanırdı. Bala üşüşen böcekler ve kemirgenler kurbanı yavaş yavaş yerdi.
Antik Roma’da yakın akrabalarını öldürenlere uygulanan bir işkence yöntemi ve ölüm cezası ile devam ediyoruz. Bu teknikte suçlu; kuduz köpek, yılan, fare, maymun gibi hayvanlarla birlikte deriden yapılmış bir çuvala konuluyordu. Çuvalın ağzı sımsıkı kapatılıp suya atılıyordu. Sonrasında yaşanan korkunç şeyleri sizin hayal gücünüze bırakalım.
Başka bir ortaçağ işkencesi ise işte bu. Aç bırakılmış fareler, altı açık bir kafesle suçlunun karnına bağlanıyordu. Fareler kafesten kurtulmak için bir süre sonra adamı kemirmeye başlıyordu. Çok uzun süren ve tabii aşırı acı veren bir cezalandırma yöntemiydi.
Yaygın bir işkence tekniği ise haşlama ya da kızartmaydı. Maalesef doğru duydunuz. Uzakdoğu’dan İngiltere’ye pek çok yerde uygulanıyordu. Yüzyıllar boyunca pek çok insan suda haşlanarak ya da kızgın yağ ile kızartılarak öldürüldü.
Sırada “pirinç boğa” denen bir yöntem var. İşkence edilecek kişi bu metalden boğanın içine yerleştiriliyordu. Sonra da kapağı kapatılıp altındaki ateş yakılıyordu. Tabii zaman ilerledikçe boğanın içindeki adam pişerek ölüyordu.
Buna ise “Alman sandalyesi” deniyordu. Mahkum buna sırt üstü bağlanıyordu. Ardından da maalesef beli kırılana kadar iplerle geriliyordu.
İşte bu da “dokuz kuyruklu kedi” adı verilen bir işkence aleti. Normal bir kırbaçtan farklı olarak 9 ucu var. Kölelere işkence yapmak için bu şekilde dizayn edilmişti.
“Beyaz eziyet” yakın geçmişte kullanılan bir işkence tekniği. Bu yöntemde kişi tamamen beyaz ve ışıkları hiç sönmeyen bir odada günlerce tutuluyor. Uyuyamadığı ve zaman algısını yitirdiği için bir süre sonra maalesef delirme noktasına geliyor.
Sırada “Judas’ın sandalyesi” adı verilen yöntem var. deniyor. Bu aslında son derece basit bir şekilde yapılmış, ucu sivri demirden bir piramit. Cezalandırılacak kişi bunun üzerine oturtulup ölene kadar da orada tutuluyordu.
Ortaçağ’da sık sık başvurulan cezalandırma yöntemlerinden biri de testereyle idamdı. Bunun için bile pek çok yöntem geliştirişmişti. En yaygın teknikte kurban bir yere bağlanırdı ve henüz canlıyken ortadan ikiye kesilirdi.
Buysa insanların içine erimiş kurşun dökmek üzere geliştirilen bir alet. Ağız veya göz gibi vücut boşluklarına sokuluyordu. Sonra da, içerisindeki yüzlerce derece sıcaklığa ulaşan kurşun kurbanın içine akıtılıyordu.
En korkunç idam metodlarından biri de buydu. İnsanlar el ve ayaklarından 4 farklı ata bağlanıyordu. Çok korkunç ama atlar son hızla koşturulunca kurban parçalanıyordu.
Mediakraft'ın diğer kanallarındaki eğlenceli videoları izlemek için tıklayın:
► Yapyap: https://www.youtube.com/yapyap
► Oyun Delisi: https://www.youtube.com/oyundelisi
► BonbonTV https://www.youtube.com/bonbontv
Bizi Facebook'ta takip edin:
► http://facebook.com/MediakraftTurk