Tahtacı Türkmen Alevileri,
Tahtacılar diğer Alevi topluluklarında olduğu gibi ibadetlerinde bir kıbleye dönmek yerine yüz yüze kendi deyimleriyle “ cemal cemale “ ibadet ederler. Çünkü onlara göre insan Yaradan’ın yeryüzündeki yansımasıdır.
İnanç ve yaşayışları Şamanizm kaynağından yeşeren, Aleviliğin ve İslamiyet’in bazı insancıl unsurlarını da özüne katıp içselleştirerek kendi rengine boyayan Tahtacılar evrende Yaradan’dan ve doğadan gayrı bir güce pek de itibar etmemişlerdir.
Tahtacıların etnik kökenine ve uzak geçmişe ait kesin bilgiler bulunmamakla birlikte MS. 460’lı yıllarda yaşadıkları Asya topraklarından Oğuz’ları izleyerek Kafkasya’daki Gökçe göl ve Kazakistan’a, bir diğerine göre de Horasan ve Anadolu’ya geldikleri sanılmaktadır. Çoğunlukla ormanlarda yaşadıkları ve kerestecilik işiyle uğraştıkları için 13. Yy ’da “Ağaç eri “ 16. Yy ’dan sonra Osmanlı tapu tahrir defterlerinde “ Cemaat-ı Tahtacıyan “ ve daha sonra da “ Tahtacılar “ olarak anıldıkları görülmektedir. Ağaç, orman ve doğa kültü ile Orta Asya’dan getirdikleri inançların etkileri geleneklerinden hala yaşamaktadır.
Cumhuriyete kadar göçebe, daha sonra yarı göçebe bir yaşamı sürdükten sonra yerleşik hayata geçmişler, tüm nu dönemler boyunca geleneklerini, kültürlerini ve dillerini korumuşlardır.
Dilleri; Öz Türkçedir. Binlerce yıldır dağlarda ve egemen kültür etkisinden uzak yaşadıkları için dilde ve sözlü kültürde Arapça – Farsça etkisinden en az etkilenen kültürlerden biridir. Bu nedenle de; “Türkçeyi en iyi koruyan ve yaşatan topluluk” olarak anılırlar.
Tahtacı Türkmen Alevileri, Kızılbaşlığı, Aleviliği, Türklüğü, Türkçe'yi yaşatan ve koruyan en temiz Anadolu toplumudur. Türkçe'yi en iyi koruyan topluluk olarak anılırlar. Her Türkmen,Tahtacı değildir, ancak her Tahtacı Türkmendir, Alevidir.
Bloğumuz
https://turkmenaleviligi.wordpress.com/