21 Mayıs 2016'da San Francisco'da...
Dr. Mustafa Yıldırım adında bir Sünninin Kuran'ın matematiksel mucizesinden zebralar gibi kaçmak için uydurduğu bahaneyi ifşa ediyorum. Bu adam hiç sıkılmadan 19 sayısının SONSUZLUK anlamına geldiğini iddia ediyor... Bu palavrayı da BİR MİLYON DOLARLIK BİLGİ diye sunuyor. Tabi bu arada Hintlilere de iftira ediyor... Sırf olağanüstü bir ayeti gizlemek ve örtmek için... "Kahrolası ne biçim ölçtü biçti" (74:18-20)
Nankörler ve ikiyüzlüler 19'u inkar için her yalana sarılırlar... Ve bu inkarlarıyla "Kahrolası ne biçim ölçtü biçti" ayetinin mucizevi gaybi tecellisini doğrularlar. Nitekim 74:31 ayeti bu inkarcıların KAFİR (nankör) ve ELLEZİNE Fİ QULUBİHİM MARAD (kalplerinde/niyetlerinde hastalık olanlar) diye tarif eder...
İnkarcı akademisyenler, BESMELE'nin 19 HARFE DEĞİL 21 HARFE sahip olduğu yalanıyla inkar ettiler. Örneğin Diyanet İşleri eski başkanı Prof. Süleyman Ateş 2002 yılında benimle milyonların izlediği bir Ceviz Kabuğu programının canlı yayınında benimle tartışma yaparken (ve stüdyodan iki keza fiziki olarak zebralar gibi kaçarken) , Ankara İlahiyat Fakültesinde Tefsir Profesörü olan Salih Akdemir 1983 yılında Prof Abdullah Draz'dan çevirdiği "Kuran'ın Anlaşılmasına Doğru" adlı kitabının çevirisine yazdığı uzun bir sunuş yazısında ... O da 1987 yılında İlahiyat fakültesindeki odasında konuyu benimle tartışırken birkaç öğrencisi önünde küpürmüş, bağırıp çağırmış ve zebralar gibi anırmıştı.
Dr. Abdülaziz Bayındır, 19'u inkar için 29 Surenin başında tekrarlanan ve 19 surenin başında bağımsız ayet olan Huruf-u Mukatta diye bilinen harf/rakam kombinasyonlarının ANLAMSIZ SESLERDEN ibaret olduğunu yani SAÇMA SAPAN SESLER olduğunu ileri sürmüştü... Hem de hiç sıkılmadan bu saçmalığı büyük bir hikmet diye sunmuştu.
Bursa İlahiyat Fakültesinde hadis Profesörü olan Dr Halis Aydemir de "ilmin namusu" diye şov yaparken inkar etmiş ve daha sonra VAHİD ile ilgili iddiasıyla rezil olmuştu...
Örnekler çok... Allah bunları ifşa ediyor. "kahrolasıca ne biçim ölçüp biçti"
**
* 3:007 Müteşabih, “birbirine benzer“ demektir (bak 2:118; 2:70; 4:157; 6:99; 6:141; 2:25). Müteşabih (mecazi veya benzer anlamlı) ayetlerden söz eden bu ayetin kendisinin de müteşabih olması ilginçtir. Müteşabihlere örnek olarak 2:106; 16:44; 17:46; 23:14; 41:44; 56:79 ayetlerine bakınız. Bu konudaki bir tartışmayı çevirinin sonundaki Notlar bölümünde bu-labilirsiniz. Bak 39:23.