(Musa) dedi: "... Bir de ibadet edip durduğun ilâhına (altın buzağı) bak; elbette biz onu yakacağız, sonra da "kül" edip muhakkak onu denize savuracağız."
(Taha Suresi 97. ayet)
Katade'den nakledilen bir hadise göre "Manna"; "kar gibi, sütten daha beyaz, suyla karıştırılma özelliği bulunan bir maddeydi." Manna insanlara akli güç veriyor, alan kişinin algılama kapasitesini şaşırtıcı derecede genişletiyordu.
Arkeolojik verilerde ise manna; 1904 yılında Sina Yarımadası'nın 2070 metre yukarısında yer alan bir tapınağın, dağın içine oyulmuş bir mağarasında bir kabın içinde bulunmuştur. Yapılan incelemeler o zamanki arkeolog ve bilimadamlarını şaşırtmıştır. Çünkü buldukları şey monoatomik altındır. Monoatomik toz altın, saf altının çok yüksek sıcaklıklarda ve o zamanlar bilimadamlarının bilemedikleri bir teknikle edilmiş halidir. Bembeyaz olan bu madde şimdi ise çeşitli Mason Üstadları tarafından sır gibi saklanan tekniklerle üretilmektedir.
Eski Mezopotamya Medeniyetleri'nde "Şemanna" adıyla bilinen ve kutsal sayılan bu madde, Eski Ahit'te bembeyaz ve kar gibi bir rengi ve şekli olan "Man Ekmeği veya Beyaz Ekmek" olarak geçmektedir.
Bu noktada Kuran'da geçen bir husus şunu göstermektedir ki Hz. Musa (as) da manna yapmayı bilmektedir. Ayetlerde açıkça görüldüğü üzere Hz. Musa (as) Samiri denen münafık kişinin yaptığı altından heykeli toz haline getirmiş ve denize savurmuştur. Bilimsel olarak bakıldığında altının toz haline getirilmesi ancak Manna yapımını bilen bir kişi tarafından gerçekleştirilebilir. Altın ne kadar ısıtılırsa ısıtılsın asla toz haline gelmemektedir. Altın belirttiğimiz gibi sadece özel yöntemlerle monoatomik hale getirildiğinde toz şeklini almaktadır.
The Alchemical Influence on the Gentle Craft (Timothy Hogan)