Referandum Kürdistan Mesut Barzani, Bagimsiz Kurdistan, Kerkuk Musul Türkiyeye baglana bilinir mi?
Türkiye ise referandumun iptali için çaba sarf ederken Barzani'yi Bağdat ile müzakere masasına çekmeye çalışıyor. Kuzey Irak'ın ekonomik ve siyasi haklarını bu yolla aramasını salık veriyor.
Türkiye, referandumun hem Türkiye hem de Kuzey Irak için "kaybet-kaybet" formülü olduğu görüşünde. Barzani'nin iç kamuoyundaki zorluklarını da gördüğünden referandumun suhuletle, yani "onurlu bir çıkışla" iptalini istiyor. Ne bağımsızlık kararının getireceği çatışmayı ne de referandumun ertelenmesinin ya da iptalinin Barzani'ye getireceği itibar kaybını arzu ediyor.
Yani Kuzey Irak'ta bir iç savaş ya da Goran ve PKK'nın Barzani'yi devirmesi ihtimali gerçekleşmeden referandumun engellenmesi lazım. Türkiye son yıllarda iyi ilişkiler içinde olduğu bir müttefikini kaybetmek istemediği için de Barzani'nin girişimine dengeli eleştiri ve öneri ile yaklaşıyor.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun referandum yapılması durumunda KYB'ye ekonomik yaptırım uygulamayı düşünmediklerini söylemesi de bu hassas yaklaşımla irtibatlı.
Kuzey Irak'ta bağımsızlık kararı verilmesi ihtimali MHP'de de alarm zillerini çaldırıyor. MHP Genel Başkanı Bahçeli, Hükümet'in "dengeci" yaklaşımını hedef aldı: "Bu referandum Türkiye için gerekirse de savaş sebebi sayılmalıdır."
Başbakan Yıldırım ise "Savaş devletle devlet arasında olur" diyerek Bahçeli'nin sert yaklaşımını paylaşmadığını gösterdi.
Bu noktaya kadar söylenenler yakın işbirliği içindeki iki farklı siyasi partinin bir dış politika konusunda aynı pozisyonda olmadıklarını göstermekte. Ancak Yıldırım'ın sözlerini eleştiren Bahçeli'nin yaptığı yazılı açıklama ile konu iki parti arasındaki mevcut "mutabakatı" değerlendirmeye dönüştü: "Ankara'da kurulan 16 Nisan mutabakatını, 25 Eylül bahanesiyle bozmak kimseye bir yarar sağlamayacaktır."
Anlaşılan bu MHP açısından bir kırmızı çizgi hatırlatması... Kritik kelime "mutabakat" ve geleceği...