YÜREK YAKAN MEKTUPLAR
Emin Çölaşan ‘Hukuksuzluğu’ yazdı.
Sözcü Yazarı Emin Çölaşan, 15 Temmuz sonrası onbinlerce insana yapılan büyük hukuksuzluğu köşesine taşıdı.
Her gün çok sayıda yakınma mektubu aldığını belirten Çölaşan, mektup yazanların neredeyse tamamının, kendilerinin ve yakınlarının başına iş açılacağı endişesiyle isimlerinin açıklanmasını istemediklerine dikkat çekti.
Toplum korkutulmuş, sindirilmiş durumda!.. diyen Çölaşan, hapishanede yatmakta olan iki hukukçunun mektuplarını okuyucularıyla paylaştı.
İşte ‘Takdir sizindir’ cümlesiyle yazısını noktalayan Emin Çölaşan’ın paylaştığı o mektuplar…
Doğu Anadolu'dan bir avukat yazıyor.
“50 yaşındayım, 26 yıllık hukukçuyum. Hayatım boyunca hiçbir terör örgütüyle bağlantım olmadı. Evimde yapılan aramada yasaklı olmayan üç kitap, iki CD, bir miktar dolar bulundu. Hiçbir suç unsuru taşımayan, devletin aradığı seri numaralarından olmayan dolarlar olduğu halde gözaltına alındım ve tutuklandım.
Cezaevine girince şaşırdım. Koğuşumuzda bulunan savcılar, öğretmenler ve polisler çok basit nedenlerle tutuklanmış. Sendikaya üye olduğu için tutuklanan öğretmenler, Bank Asya'da hesabı olduğu için tutuklanan memurlar…
Burada 16 metrekarelik bir koğuşta 10 kişi kalıyoruz. Ranza olmadığı için iki kişi yerde yatıyor. Savcılar, öğretmenler, avukatlar ve polisler.
Tutuklamalarda hiçbir kriter yok. Yeter ki şikayet olsun. Bu husus toplumsal bir yaraya dönüştü.
İşin kötüsü, bu durum en çok gerçekten suçlu olanların işine yarıyor. Bir tane aklı başında hukukçu çıkıp “Siz ne yapıyorsunuz, CD'den, kitaptan, dolardan terör örgütü çıkar mı” diye soramıyor. Yazılarınızı cezaevinde okuyoruz, lütfen bu hususları ülke gündemine taşıyın…”
* * *
Batı Anadolu'dan bir bayan hakim yazıyor.
“Sayın Emin Çölaşan Bey, bu mektubu size cezaevinden yazıyorum. 10 yıllık ceza hakimiyim. Tutukluluğumun 67. günündeyim. Cumhuriyet savcısı olan eşimle birlikte tutuklandık.
Eşimi başka bir ildeki cezaevine götürdüler.
Görüşmemiz, haberleşmemiz mümkün değil.
Meslekten ihraç edildiğimiz için maaşımız yok. Mal varlığımıza ve bankada eğer varsa paralarımıza el konuldu. Bir oğlumuz var, sekiz yaşında. Amcaya teslim edilmiş.
Üç yaşında bir oğlumuz daha var.
Kirada oturan dar gelirli amca şimdi bize muhtaç, biz ona.
Koğuşun şartları iyi olmadığından üç yaşındaki evladımı yanıma alamıyorum.
“Türkiye genelinde 2.500 civarında hakim ve savcı tutuklandı. Bir bölümü, meslektaş olan karı koca…
Özellikle dışarıda küçük çocukları varsa iş çok fena. Giderilmesi imkansız zararlar ortaya çıkıyor. Anne ve baba hakim ve savcıların tahliye talepleri hiçbir gerekçe göstermeden sürekli olarak reddediliyor.
Sizden tek ricam var:
Bir ailede hele küçük çocukları varsa, hem anne hem de baba tutuklu olunca aile birliği bozuluyor.
Aralarından birinin tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edilmesi gerekir.
Lütfen ben ve benim durumumda olan annelerin sesini duyurun.
Tarihte annelere ve çocuklarına hiçbir zaman böyle zulüm yapılmamıştır.
Bir hakim olarak bunları üzülerek ve ağlayarak yazıyorum.
Bir anne olarak çaresiz kaldım. Küçük çocuklarıma kavuşmak arzusuyla size bu mektubu yazıyorum.
Yardımlarınız için şimdiden teşekkür ediyorum.”
2 Ekim 2016 - Sözcü
http://facebook.com/30artitv
http://twitter.com/30artitv