“DaRaBa” ile inekleri, örnekleri ve yolları dövemeyen erkek dinadamları kadını dövüyorlar
İlk baskısı 1992 yılında yapılan Kuran Çevirilerindeki Hatalar adlı kitabımda bu tahrifatların bazısını tartıştım. Örneğin, 4:34 ayetinde dört önemli ifadenin yanlış çevrildiğini tespit ettim (aşağıda kalın harflerle yazılı). Sayfalar süren incelemeyi MESAJ adlı Kuran çevirimde ilgili ayetin dipnotunda şöyle özetledim:
4:34 Erkekler kadınları gözetirler. Zira ALLAH her birine farklı yetenekler ve özellikler vermiştir. Zira erkekler evin geçiminden sorumludur. Erdemli kadınlar, (Tanrı’nın yasasına) boyun eğer ve ALLAH’ın korumasını emrettiğini (onur ve iffetlerini) tek başlarına bile olsalar korurlar. İffetlerinden endişe duyduğunuz kadınlara öğüt verin, yataklarınızı ayırın ve nihayet onları çıkarın. Size itaat ederlerse onlara karşı bir yol aramayın. ALLAH Yücedir, Büyüktür.
NOT: Hadis ve Sünneti Kuran’a eş koşan Türkçe mealler, ayetin ilk cümlesini “Erkekler kadınlar üzerine hâkimdirler” biçiminde yanlış olarak çevirmişlerdir. “Kavama“ kelimesini Kuran boyunca “gözetmek, dikkat etmek, ayakta tutmak“ diye çeviren bu meallerin (4:135; 5:8; 4:127; 2:229; 20:14; 55:9) sıra kadına gelince aynı kelimeye “hâkim, yönetici“ diye anlam vermeleri, erkek despotluğunun Kuran çevirilerine yansıtılmasının örneğidir. Ayette sadakatsizlik ve iffetsizlik anlamına gelen "nuşuz" kelimesi de "şirretlik, itaatsizlik, başkaldırı" olarak yanlış çevriliyor. Hâlbuki aynı kelime 4:128 ayetinde sadakatsiz ve iffetsiz davranan koca için kullanılıyor. “Onları çıkarın“ ifadesi de, yanlış olarak “onları dövün“ diye çevrilmiştir. “Daraba“ kelimesi çok anlamlı bir kelime olup Kuran’da bağlamına göre farklı anlamlara gelir: Seyahat etmek, dışarı çıkmak: 2:273; 3:156; 4:101. Vurmak: 2:60,73; 7:160; 8:12; 24:31; 26:63; 37:93. Dövmek: 8:50; 47:27. Ortaya koymak: 43:58; 47:27. (Örnek) vermek: 14:24,45; 16:75,76; 16:112; 18:32,45… Sorumluluğu kaldırmak: 43:5. Mahkûm olmak: 2:61. Kapamak, vurmak: 18:11. Örtmek: 24:31. Ortaya çıkarmak: 13:17; 57:13. Yola çıkmak: 20:77; 4:94. Nitekim 65:1 ayeti zina durumunda kadının evi terk etmesi gerektiği istisnası ile bu anlayışımızı destekliyor.
Kuran Çevirilerindeki Hatalar adlı kitabımda, “Erkekler kadınları gözetirler; dövmezler” başlıklı bölümde ayetteki dört çeviri hatasını detaylıca tartışmıştım. Birinci hata için dört çeviriden örnek vermiştim:
Ayette geçen "erricalü kavvamune alennisai" ifadesi, "erkekler kadınları gözetir" yahut "erkekler kadınların geçiminden sorumludur," veyahut "erkekler kadınlara karşı dürüst olmalıdır" biçiminde çevrilmesi gerekirken gördüğüm tüm Türkçe mealler, buradan erkeğin kadınlar üzerinde otoriter olduğu anlamını çıkarmışlardır. Mesela:
• Diyanet: erkekler kadınlar üzerine hakimdirler.
• Süleyman Ateş: Erkekler kadınlar üzerine yöneticidirler.
• Osman Keskioğlu: erkekler kadınlar üzerine yönetici ve koruyucudur.
• Ali Bulaç: erkekler kadınlar üzerinde sorumlu yöneticidirler.
Tüm meal yazarları söz birliği etmişçesine, "kavvam" kelimesini "yönetici, hakim" olarak çeviriyor. Halbuki bu kelimenin geçtiği diğer ayetlerde aynı anlamı vermiyorlar. Örneğin, aynı surenin 135. ayetindeki "kavvamine" kelimesine verdikleri anlamlar şunlardır:
• Diyanet: Allah için şahid olarak adaleti gözetin.
• Süleyman Ateş: adaleti tam yerine getirerek Allah için şahitlik edenler olun.
• Osman Keskioğlu: Allah için şahit olarak adaleti gözetin.
• Ali Bulaç: ... Allah için şahitler olarak adaleti ayakta tutanlar olun.
4:135' de geçen "kavvam" kelimesine "gözeten, tam yerine getiren, ayakta tutan" gibi anlamlar veren meallerimiz, neden 4:34' de geçen aynı kelimeye "hakim, yönetici" gibi farklı anlamlar vermektedirler?
5:8 ayetinde geçen "kavvam" kelimesine de aynı şekilde "gözeten, ayakta tutan" anlamını veren meal yazarlarımız, neden kadınlar söz konusu olunca kelimenin anlamını değiştirip sertleştirme ihtiyacı hissetmişlerdir?
"Kavvam" kelimesi KVM kökünden türer. Bu kökün türevlerinin geçtiği tüm ayetleri incelerseniz hiç bir yerde "yönetici ve hakim" anlamını bulamayacaksınız. Nitekim Kuran, yönetici ve hakimler için "hükkam" kelimesini kullanır (2:188) Araplar, evin geçimini sağlayan erkekler için şu deyimi kullanırlar: "Fülanün kavamu ehli beytihi" yahut "kıyamu ehli beytihi".
4:34 ayetinde Diyanet ve Ali Bulaç üç yanlıştan sadece birincisini düzeltmiştir...