Lütfen bu videoyu sonunu kadar izleyin ve paylaşın... Bu sahtekarları ifşa etmeli...
20 Nisan 2012 tarihli Habertürk Haberi
Diyanet'ten 'deve idrarı' açıklaması!
"Umrede iki Türk deve idrarı içtiği için rahatsızlandı" haberleri üzerine Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan açıklama geldi...
20 Nisan 2012 Cuma, 07:14:48
HT GAZETE
DİYANET İşleri Basın Halkla İlişkiler Müşavirliği yetkilileri, birçok hastalığa iyi geldiği yolunda hadis bulunduğu gerekçesiyle, umrede deve sütü ve idrarı içen iki kişinin, Türkiye dönüşlerinde rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldığı iddiasıyla ilgili olarak, "Deve idrarının birçok hastalığa iyi geldiğine dair ne bir hadis, ne de başka bir dini bilgi yoktur. Böyle bir şey olmuşsa da o hadisten değil cehalettendir" dedi.
***
İşte Diyanet'in yalan söyleyerek varlığını inkar ettiği ünlü hadisin Türkçe meail ve Kuran'a ortak koşulan hadis kitaplarındaki referansları:
(1587)- Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Ukl ve Ureyne kabilelerinden bir grup insan Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın yanına gelip:
"Ey Allah'ın Resûlü! Biz hayvancılıkla uğraşıp sütle beslenen (çöl) insanlarıyız, (çiftçubukla uğraşan) köylüler değiliz." dediler. Bu sözleriyle, Medine'nin havasının kendilerine iyi gelmediğini ifade ettiler. Resûlullah, onlara (hazineye ait) develerin ve çobanın (bulunduğu yeri) tavsiye etti. Kendilerine oraya gitmelerini, develerin sütlerinden ve bevillerinden (SİDİKLERİNDEN) içmelerini söyledi. Gittiler, Harra bölgesine varınca, İslâm'dan irtidâd ettiler. Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'ın çobanını da öldürüp develeri sürdüler. Haber, Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'e ulaştı."
"Resûlullah, derhal arkadaşlarından takipçi çıkardı (yakalanıp getirildiler). Gözlerinin oyulmasını, ellerinin kesilmesini ve Harra'nın bir kenarına atılmalarını ve o şekilde ölüme terkedilmelerini emretti."
[Buhârî, Muhâribin 16, 17, 18, Diyât 22, Vudû 66, Zekât 68, Cihâd 152, Megâzî 36, Tefsir, Mâide 5, Tıbb 5, 6, 29; Müslim, Kasâme 9, (1671); Tirmizî, Tahâret 55, (72), Et'ime 38, (1846); Ebû Dâvud, Hudud 3, (4364-4371); Nesâî, Tahrimu'd-Dem 7, (7, 93-98); İbnu Mâce, Hudud 20, (2578).]