Video 56. Hz. Enes b. Mâlik (r.a) Küçük Hizmetkâr / Burdur

Neden Burdur’da Enes B. M3alik?

Daha sonra kürsüye davet edilen Muhammed Emin Yıldırım Hocamız, “Neden Burdur’da Enes b. Mâlik’in anlatıldığına değinerek konuşmasına başladı. Hocamız, Osmanlı döneminde Burdur’da kültür müesseselerine çok önem verildiğini ve ilde pek çok kütüphanenin kurulduğunu söyleyerek ilme değer veren bir ilimizde ilmin kalesi sayılan bir Sahabî olan Enes b. Mâlik’i (R.A) anlatmayı uygun gördüklerini söyledi. Hocamız konuşmasında, Hz. Peygamberin Medine’ye geldikten sonra bütün Ensâr’ın kendisine hizmet etmek hususunda yarıştığını, Hz. Enes b. Mâlik’in annesinin, hizmet yarışında yapabilecek veya verebilecek hiçbir şeyi olmadığı için o günlerde on yaşında olan Enes b. Mâlik’i çağırıp elinden tutarak Resûl-u Ekrem’in huzuruna çıktığını: ‘Ya Resulullah, ben fakir bir kimseyim. Sizlere yardım edecek bir şeyimiz yok. Bu oğlumdur, yardım etmek ve hizmetinizde bulunmak üzere sizlere bırakıyorum. Onu kabul ediniz’ dediğini ve Resûl-u Ekrem, bu içten gelen arzuyu kırmadığını Enes b. Mâlik’i (R.A) yanına aldığını ve o günden sonrada onu yanından hiç ayırmadığını söyledi.

Enes B. Mâlik ve Adayış Ahlakı

Hz. Enes’in anlatılacak çok farklı yönleri olduğunu belirten Muhammed Emin Yıldırım Hocamız, her Sahabî’nin özellikle bir hususiyetinin çok öne çıktığını söyleyerek şöyle dedi: “Biz hangi Sahabi efendimiz’in hayat defterinin başına geçsek ve onu tanımaya başlasak, bir ahlakı vasfın çok önde olduğunu görür, ahlakın bir yönünün onun üzerinde abideleştiğine şahit oluruz. Sadakat ahlakının Hz. Ebû Bekir’de, adalet ahlakının Hz. Ömer’de, iffet ve haya ahlakının Hz. Osman’da, ilim ahlakının Hz. Ali’de, ihlas ahlakının Hz. Zübeyr’de, cömertlik ahlakının Hz. Talha’da, emanet ahlakının Ebû Ubeyde b. Cerrah’ta, hamiyet ahlakının Sa’d b. Ebî Vakkas’ta, teslimiyet ahlakının Said b. Zeyd’de ve daha nice vasfın diğer Sahabide temsil edildiğini görürüz. Peki, bir ilim, hikmet, irfan, mücadele, cihad, infak ve daha onlarca alanda adından söz ettiren Enes b. Mâlik bize hangi ahlakı vasfı daha gür bir seda ile duyurur? Neyi biliyor musunuz? Adayış ahlakını? Allah yoluna adanmanın, kurban olmanın, Resulullah’a hizmetkâr olmanın, risalet davası yoluna vakıf edilmenin ahlakını anlatır.”

Adayan, Adanan ve Adanılan

“Bir yerde adayıştan söz edilirse, üç şeyi konuşmak gerekir. Bunlar, adayan, adanan ve adanılandır” diyerek konuşmasını sürdüren Hocamız, bu üç şeyin üzerinden çok önemli mesajlar verdi. Anne ve babaların, öğretmen ve hocaların bu adayış ahlakından dersler alması gerektiğini söyleyen Hocamız, konuşmasını bu derslere dikkat çekerek sonlandırdı.
Hocamızın verdiği mesajlar şunlardı:

Adayan

1- Evlatlarını Allah yoluna adamayı hayatının hedefi kıl ki, çağın Ümmü Süleym’i olabilesin.
2- Peygamber ve Sahabe sevgisini evinin en önemli azığı kıl ki, çağın Eneslerine kavuşabilesin.
3- Adağını adar adamaz, “acaba kabul olur mu?” endişesini yüreğine hakim kıl ki, adayış ahlakına uygun davranabilesin.

Adanan

1- Adandığın kapının değer ve kıymetini iyice kavra ki, oraların şükrünü hakkıyla eda edebilesin.
2- Muallimlerine karşı derin bir sevgiyi ve sevdayı kalbinde besle ki, onların adımlarına adımını yaklaştırabilesin.
3- Niyet ve hedefini selim bir düşüncenin üzerine bina et ki, hayal kırıklığına uğramayasın, yarı yollarda takılıp kalmayabilesin.

Adanılan

1- Söylediğini yaşa, yaşadığını söyle ki, dilden ziyade halin ile talebelerini etkileyebilesin.
2- Merhameti talim ve terbiyenin esası olarak belirle ki, talebelerine bir anne şefkati ile yaklaşabilesin.
3- Talebelerinin mizaç, karakter ve seviyelerini iyice kavra ki, onların anlayacağı dil üzerinden iletişim kurabilesin.