19 AYETİ ile ilgili makaleler için bak:
http://www.19.org/tr/category/makaleler/19-ayet/
Nihat Hatipoğlu'na Cevap
Yasin Çolak
31 Mayıs 2013
www.19.org
Nihat Hatipoğlu, 31.05.2013 tarihli Sabah gazetesinde "Hadislere Düşman Bazı İlahiyatçılar" başlıklı bir yazı kaleme aldı. Yazıyı okurken, İslam adına üzüntü duymakla beraber, Hatipoğlu için sevindik. Zira kendisi, bu kez uyduruk ve mitolojik dini hikayeler anlatmak yerine en azından tartışılabilirliği olan ilmi bir konuyu seçmişti. Takipçilerinin bildiği gibi Hatipoğlu, televizyon ekranlarında anlattığı hikayelerde malzeme olarak hadis kitaplarını ve onların türevi olan menkibeleri sık sık kullanan birisi. Hatipoğlu'nun, sermayesi olan hadis kitaplarını savunma arzusuyla yazdığı yazının her satırında "hadisler giderse hikayelerim de gider" korkusu kendini gösteriyor.
Hatipoğlu, hadisleri kurtarmak adına giriştiği bu beyhude çabaya bir başka hadisçi Talat Koçyiğit'ten alıntıyla başlıyor. Dinden para kazanan tüm hocaların başvurduğu "atalardan delil getir" diye özetlenebilecek bu manevra, bilinen bir din adamı taktiğidir. Talat Koçyiğit'i kendisine kalkan yaparak başladığı yazı, Hatipoğlu'nun Kuran mesajından rahatsızlığını ortaya koyması açısından ibretlik hezeyanlar içeriyor. Bu hezeyanları kısaca değerlendirip "hadisler giderse din elden gider" korkusu üzerinden yapılmayan çalışılan aşının zehrini Kuran ışığında deşifre edeceğiz inşallah.
Hadisleri reddeden muvahhidlerin bu konudaki güçlü tartışmalarını ve argümanlarını ilmi delillerle çürütemeyeceğini bilen sayın yazar, muvahhidleri hiçbir dayanağı olmayan şu satırlarla mahküm etmeye çalışıyor:
"Çünkü onlar yıllarca eğitimini aldıkları "oryantalistlerin" temsilcileri haline gelmişlerdir. Çünkü onlar bir gayrimüslimin kitabına baktığı gibi Kuran'a baktıkça, Hz. Peygamber'den (s.a.v.) uzaklaştıkça kalplerine mühür vurulmuştur. Bunlar reformistlerin piyonu haline gelmişlerdir"
Allah'ın mesajını insanlara ulaştırmaya çalışan tüm elçiler, müşrikler tarafından sürekli olarak birilerinin adamı olmakla suçlanmışlardır. Bu suçlama o kadar yaygındır ki, delil üzerine tartışma basiretini gösteremeyenler, muhataplarını hep bu suçlamayla kitlenin hedefi haline getirmeye çalışmışlardır. Benzer suçlamalar Muhammed peygambere de yapılmıştı:
25:4 İnkar edenler, "Bu, başkalarının yardımıyla onun uydurduğu bir yalandan başka bir şey değildir," diyerek haksız ve asılsız bir tez ortaya koydular.
16:103 "Ona bir insan öğretiyor" biçimindeki sözlerini elbette biliyoruz. Amaçladıkları kişinin dili yabancıdır, bu ise apaçık Arapça bir dildir.
Eğer mesele oryantalislistlerin söylemleriyle hareket etmekse, Hatipoğlu'nun hatırlaması gereken şey, bahsettiği oryantalistlerin Allah'a, Kuran'a ve Peygamber'e saldırmak için en çok kullandıkları kaynağın hadis kitapları olduğudur. Nihat Hatipoğlu, peygambere en büyük hakaretleri yapan hadisleri savunmak adına peygamberin biricik mesajı olan Kuran'a en büyük iftirayı yapmakta ve oryantalistlerin ekmeğine yağ sürmektedir. Bu oryantalist değirmene gönüllü olarak hadis taşıyan sözde müslümanlar, muvahhidlerin imanlarına boca etmeye çalıştıkları hadislerden de doğru dürüst haberdar değillerdir. Nihat Hatipoğlu eğer tezlerinde tutarlı ise aşağıda binlercesinden sadece bir kaçını seçtiğimiz hadisleri çıkacağı ilk televizyon programında izleyicilerine aktarsın ve böylece biz de kendisinin ne kadar samimi olduğunu görelim.
Peygamber, savaşta kadınların va çocukların öldürülmesinin bir sakıncası olmadığını söyledi"(Buhari, Cihad/146; Ebu Davud 113)
"Peygamber nerede güzel bir kadın görse hemen eve koşar, Zeynep'le yatardı" (Buhari, Hibe/8).
Allah ahirette peygamberlere kimliğini kanıtlamak için bacağını açıp baldırını gösterir." (Müslim, İman 302; Hanbel, 3/1)
"Ureyne ve Ukeyle kabilelerinden bir grup Medine'ye gelerek müslüman oldular. Medine'nin havası onlara dokununca Peygamber onlara deve sidiği içmelerini öğütledi. Adamlar develeri dağıttılar va çobanı da öldürdüler. Peygamber onları yakalattı. Ellerini ve ayaklarını kesti. Gözlerini oydu. Çölde susuz ölüme terketti. Biz onlara su vermek isteyince Peygamber bizi engelledi" (Buhari 56/152, Tıb 5/1; Hanbel 3/107,163)
Sayın yazar, Kuran'ın anlaşılması için hadis kitaplarını zorunlu sayarak Allah'ı, mesajını vermekten aciz bir ilah durumuna düşürdüğünün farkında değildir. Kuran'ı hadislere; Allah'ı kulu ve elçisine muhtaç hale getirmeye çalışan bu kafa yapısından aşağıdaki şirk ifadelerinin çıkması alışılmış bir durum:
Devamı için bak: http://www.19.org/tr/5228/nihat-hatipogluna-cevap/