24 Şubat 2017
Edip Yüksel @edipyuksel
İlla bir sultana reaya (sığır/koyun sürüsü) olmak isteyenler hadis uydurma modasını tekrar başlatmışlar. Hoş, ben de bu modaya katılacağım.
Edip Yüksel @edipyuksel
Bir hadis-i şerife göre MEHDİ en az on yıl boyunca DECCAL ile işbirliği yapacak. Deccal ile birlikte birlikte hırsızlık ve şeytanlık yapacak
Edip Yüksel @edipyuksel
Hadis-i Şerif: MEHDİnin kerameti kandırma olacak. Sürekli kandıracak ve "kandırıldım" diyecek ama mehdiye iman edenlerin imanı sarsılmayacak
Edip Yüksel @edipyuksel
Hadis-i Şerif: Mehdi hakkında yalan hadis uyduranlar cennette makarna yiyecek. Bunun dışında yalan hadis uyduranlar cehenneme kömür olacak.
Bahadir @bhdrakkrt
@edipyuksel hocam makarnanin spagetti oldugu ve mozeralla peyniri katilacagi hususunda rivayetler var ama sahih degil diyorlar.
Şevki Yılmaz @Sevkiyilmaz
Türkiye Kâbe'nin ebabil kuşudur bizlerde siccil taşlarıyız.
Edip Yüksel @edipyukselSaray soytarıları,
İhale hırsızları,
bebek katili padişahların çakma torunları
mal ve mülk ihtirasları için hadis uyduruyor!
@Sevkiyilmaz
Edip Yüksel @edipyuksel
Evet, "Dünya düşman olsa da iman bizden yanadır" ve bir hadise göre "İmanın 1150 odalı sarayı, imancığın da gemicikleri/vakıfcıkları vardır"
ALAS BÖRÇE: Merak etme, o lafların bir karşılığı var tabanlarında. İnsan zihni kavramlar üzerinden çalışır.
En basit örneği 'limon' kelimesini görür görmez ağzın sulanmaya başlamasıdır. Sen kendine "çikolata yemek istemiyorum" şeklinde telkin versen de, o 'çikolata' ve 'yemek' kelimelerinden çıkarım yapıp, dopamin dengesini buna göre ayarlayarak daha fazla çikolata istemene neden olabilir.
Buna 'hipnotik dil kalıpları' deniyor, çok geniş ve araştırılması güzel bir konu.
Misalen "Hayır veren de, evet veren de terörist değildir" şeklinde bir açıklama yaptı İnali Binali. Düşünsene, zaten böyle olduğunu biz bilmiyor muyuz? Neden bu adam bu açıklamayı yaptı? Nöronlarına bilgiyi verdi ve aralarındaki bağlantıyı kurmayı sana bıraktı.
Bir diğer nokta da insan zihninin sanki iki kısma ayrılmış gibi çalışmasıdır...
Bu kısımlar 'düşünücü' ve 'kanıtlayıcı'dır. Nasıl ki yeni bir ayakkabı aldığında, çevrende aynı ayakkabıya sahip birçok insan olduğunu 'farketmeye' başlarsın; zihin, bir şeylerde keramet aramaya odaklandığında, sana tam olarak istediğini verecek şekilde seni programlama gücüne sahiptir.
AKP, böyle ucuz tetikçileriyle toplumdaki anormalleşmede 'insansal' eşiği sürekli bir adım yukarı çıkarıyor. Öyle ki 'normal şartlar' altında tüyler ürpertecek düşünceler & inançlar, insanlar için 'makul' bir görünüme kavuşabiliyor. Kuzey Kore'deki insanların Kim Jong-Un ve dünyanın geri kalanı hakkındaki görüşleri, bu durumun en net örneklerindendir.
Zihnimiz, her saniye aldığı milyonlarca uyarana karşılık en temel kalıbı olan 'hayatta kal!' modeliyle karşılık verir ve hepimiz acıdan uzaklaşıp, hazza yaklaşmaya eğilim gösteriyoruz; beynimizin en ilkel kısımları sürekli bizlere bunları öğütlüyor...
'Dil devrimi'nin çok çok öncesine dayanan bu olay; en önemli hareket noktamızın, duygularımız tarafından yönetilmeye tamamen hazır olduğunu gösteriyor.
Bu yüzden AKP, sürekli insanlara 'korku' ve 'coşku' gibi duygular aşılayarak; ilkel dürtülerden faydalanmaya, mantıksal sürecin göz ardı edilmesine ve 'bilinmeyen'e karşı olan korku zaafından ötürü 'içsel tutarlılık' yasaları çerçevesinde amaçlarına doğru yönlendirilmesine olanak sağlayacak propaganda yöntemlerini uygulamaya devam ediyor.
Kısacası:
Celladına aşık olmuşsa bir millet,
İster ezan ister çan dinlet.
İtiraz etmiyorsa sürü gibi illet,
Müstahaktır ona her türlü zillet.
-Ömer Hayyam